SON KEZ


Diyarbekir İslam kalesinin fethi, İstanbul, Türkiye, Eyyubi, Selçuklu, Osmanlının fethidir. 

Fetih kapıları, Anadolu, Diyarbekir ile açılmıştır. 

Mümin coğrafya için Mekke, Medine, Kudüs sonrası Diyarbekir, İstanbul gelir. 

Asırlarca müslüman Kürd ve Türk ve Arab ile anılmış iki güzide şehir... 

İkisi de bizim bölgemizde, muhafız olmalıyız inşallah, ruh ve gövde planında. 

Bizim gibi gençler iktidar yüzünden iş dahi bulamıyor. Bize ve mazluma zararları çokça nice siyasilerin... 

Buna rağmen hala seçimi bu ruh sayesinde kazandı. Ayasofya'nın özüne dönmesine vesile oldu, en azından son merhalede Lut kavmi sapkınlığına karşı durur oldu, İslam düşmanı alçaklara karşı fetih ruhunu dillendirip durdu. 

Bizim onca kul hakkımıza girmesine rağmen yaptığı bazı iyi duruşlar sayesinde çeşitli İslam şehirlerinden dua alıyor bu gece... 

Diyarbekir ve İstanbul ruhu, Anadolu fetih ruhu sayesinde hep... 

Bir de Kemal'e bakalım, yenilgiye doymamış, partisinde ısrarla baş olup durmuş, güven vermemiş, masasını dahi ısrarla kendisi için ikna etmiş, bugünden sonra bile zor bırakır o, Ekrem beklesin dursun.

Recep Tayyip Erdoğan bunu zafer saymasın.

Necip İslam Milleti sana son bir fırsat verdi, sırf mazinin hatrına vefa için... 

Hatalarınızı telafi edin diye son seçimim dediğin için son bir kez hadi tamam dedi. 

Sizin asıl mesele şimdi başlıyor. 

Hatalarınızı düzeltmez milleti daha zor durumlara sokarsanız, mahşerde zaten hesabı olacak... 

Tarih de sizi kötüler olarak yazacak, hep kötü anılacaksınız! 

Allah rızası için sana son uyarımızdır. 

Gel tevbe et, İslam'ın adalet yoluna gir, yanlışından dön. 

Kul hakkımıza girmeye devam edersen, biz millete hizmetkar olarak gereken hizmetleri vermezseniz, milleti daha da zor duruma ekonomik olarak sokarsanız eğer... 

Rabbimiz yanınıza dünya ve ahrette bırakmasın... 

Eğer ıslah olur, ıslahlara vesile olursanız şayet... 

O zaman da dönüşün, hayrın kabul olsun inşallah... 

Vesselam. 

Ahir zamanın batıl sistemlerinde beklenilen büyük çözümler hiç gelmeyecek. 

Asr-ı Saadet... Ve Abbasi, Eyyubi, Osmanlı ortada. 

İslam Hukukuna itaat ettiler, dünyaya nizam verdiler, mesut oldular. 

Biz Müslümanları bu bataklıktan ancak köklü değişim kurtarır, İslam hukukuna itaat... 

İslam galiptir, eksilmez, yenilmez. İslam Hukukundan ayrı düşüp zayıflayan, geride kalan biziz... 

Bilal Yavuz 

ŞERİAT


Bir şehirde sokak köpekleri insanlara saldırmaya başladıysa o şehirde belediyeler hayvanlara bakmıyor, ilgilenmiyor demektir.

Yakın tarihte 3 defa 3 ayrı yerde sokak köpeklerinin saldırısına uğradım. 

O an kaçmayıp üzerine baskı kurduğum için işin psikolojisini de bildiğimden, elbette Hakk rahmetiyle elhamdülillah, ısırma durumu ile karşı karşıya kalmadım.

Ülkede saldırı vakaları çok artmıştı, Diyarbakır'da da hisseder olduk artık... Özellikle Sur İçi ve 75.yol gibi işlek mekanlarda oldu bir de...

Esnaf iş yok diyor tabi olmaz. Sokaklara dikkat edin eski kalabalık yok. Turist azalmış, tabi azalır. 

Halk her anlamda kendini güvende hissetmediği yerlere pek uğramaz. Ne zaman bilincine varacaksınız? 

Özetle sokak hayvanları Hevsel'e yakın bir yerde onlara özel mekanlarda barındırılmalı, zaten bu büyük şehirde bir hayvanat bahçesi yok, gerçi olmaması daha iyi o türler ormanların çocuğu...

Ailelerin uğrayabileceği özel mekanlar lazım, hayvanları hiç aç bırakmadan... 

Cinslerin, canlı türlerinin birbirine zulmü de önlenir, çocuklar da sokaklara güvenle çıkar, aileler daha rahat olur, hayvanlar da disipline bir biçemde gözetilir. 

Böylece sistematik bir biçimde sokak hayvanları gözetilir, üzerimize inşallah bu sayede daha da rahmet yağar. 

Bu konu da mevcut iktidar maalesef çok zayıf... Umarım bu yazılar bir hayra vesile olur da biraz olsun vicdana gelirler. 

Biraz olsun bu mesuliyetlerinin farkına varırlar belki! Son saldırı yeni yapılan Sezai Karakoç edebiyat konağının oralarda oldu.

Ya birileri tarafından ya da kendi başına bir köpek sahiplenmiş bir avluyu. Küçelerden geçenlere saldırmaya çalışıyor. 

Sahipliyse onu oraya koyana en ağır cezayı vermeli. Yarın bir çocuğu ısırırsa vebali olmayacak mı? Ara sokaklar da dar, kaçacak alan da yok... 

Maalesef böyle gelmiş böyle gidiyor. Zamanın şerli after partileri beş kuruş etmiyor. 

İslam Hukuku olsaydı gerçek Ömerler yetişirdi. Gerçek Ömerler başta olsaydı, kimse kolay kolay suç işleyemez, suç işleyen bedelini gerçekten en ağır şekilde öderdi. 

Suç işleyenler bugün İslam Hukuku olmayan ülkelerde hep otelde ağırlanır gibi ağırlanıyor. Ömründe birkaç defa ayrı zamanlarda adam öldüren seri katiller var. 

Nasıl mı? 
Mesela bizim ülkede 3 kez afla salınmış. Sonuncuda silahını beğendi diye bir güvenlikçiyi katletti de yeniden içeriye girdi, yeniden, 3. Kez! 

Dışarda nice seri katil, nice katil, nice zalim dolaşıyor. Suç işlemek bedelsiz olunca dünyada, ahret inancı da yok veya zayıfsa çok doğal işte bunca katilin, zalimin arasında olmamız... 

Dünya iyiler ve mazlumlar için şimdi tam bir zindandır. Zalimlerinse cenneti seküler dünya... 

Zira cehennemde bu konforlu ağırlanmayı, otel gibi cezaevlerini bulamayacaklar! 

Heyhat! Şeriat deyince nefisler korkuyor, o korkuyu şeytan çekiyor gözlerine haberleri yok, şu vahşi çağda vahşi çılgınlar gibi her gün kan akıyor sokaklardan, sen ise kısastan korkuyorsun, halbuki kısas sen öldürülme diye var! 

Artık o kadar zulüm çoğaldı ki yine gururlarından kısas diyemiyorlar ama kitleler hep meydanlarda deli gibi idamın gelmesini isteyerek aslında şeriatı haykırıyorlar, farkında bile değiller... 

Bilâl Yavuz 


İNKİŞAF


Camileri ahırlara çeviren zalimleri
Sen Kahhar ism-i şerifinle kahreyle ya Rabbi
Bu firavunlara tapan ahmak putperestleri
Bunlarla beraber cehennemin dibine geçir
Cümle münafıklardan aziz intikamını
Al da bizi o şerefe memur eyle meded
Ezan düşmanlarını tuz ile buz edelim
Aşk ile yağdıralım yezitlere zülfikar
Koparalım boynunu cahil karanlıkların
İttihad-ı İslam'ın göğüne boyanalım

ÜMMETE DAVET


Ümmetin çocukları, bebekleri, yetimleri, kadınları, ihtiyarları, mazlumları bombalandı.

Hamilelerin karnı deşildi, nice iffetlinin ölüsüne, dirisine tecavüz edildi. 

Münafık ve gavur zalimler birleşip müslüman beldeleri yamyamlar gibi kana buladı. 

Nice müslümanım diyen sustu, nice müslümanlar olarak sadece kınadık, hatta nicemiz unuttu bile... 

Daha birkaç yıl önce olanı. Irak, Suriye, Yemen, Filistin, Sincan... 

Onlar iki aylık deprem mazlumlarını bile unuttu, unutmakla meşhurdur bencil menfaat ehli... 

Biz bu muyuz? 

Bu sefil duruma razı mı olacağız? 

Üç günlük dünya zevki için değer mi? 

Hep beraber tevbe vaktidir. 

Zalimlere karşı birleşip cihad vaktidir. 

Yoksa bu dünyada nice büyük belalar belki... 

Ve mahşerde hesap... 

Gelin ey mümin canlar birlik olalım. 

Dostlarıyla uğraşanlar düşmanıyla savaşamazlar. 

Deccalin köpekleri kavuruyor dünyayı. 

Gelin, Mehdi ve İsa'ya, beklenen muhteşem orduya bugünden bizler öncü neferler olalım. 

Ülkelerimizi İslam Devletiyle şereflendirecek ittihadı sağlayalım inşallah... 

Bu yolda candan, maldan, yardan geçelim. 

Kahraman ashaba layık, Çanakkale kokulu mücahid yiğitler olalım. 

Yoksa vay halimize... 

Biriktirmekle harcanan vakitlerin hesabı sorulmayacak mı sanırsın? 

Yığdığı dünya malı nice cimri korkağın yalnızca boynuna dolanacak! 

Az kaldı... 

Mehşerde adalet kusursuz olacak elhamdülillah... 

Bilâl Yavuz