GÖÇ MEVSİMİ


Balkonda sararan yapraklara bakıyordu

Her yıl usanmadan dirilen ihtiyar ağaçta

Çocukluğunun suçsuz ormanları saklıydı

Yağmurla öpüşen çimlerin burcusu hava

Dalgıç ruh hicret etmiş mazinin en dibine

Renklerini kaybetmekmiş olmanın bedeli

Büyüdükçe hasret kalmak masumiyetine

O bütün ahbap hisler şimdi birer yabancı

Çocuklara merhametle bakan yaşlı gözler

Felç olmuş sezgilerin tarifsiz hüznü meğer

Asırlardır yaşanmayan bir saray hatıralar

Anılar masallarla karışmış durmuş iç içe

Dön bak ne kaldı yorgun kalbinden geriye

Günbatımı sızar eşyaların antik örtüsüne

Ve tozların dansı başlar akşamın şerefine

Bu kez senin için doğar gece ürkme sakın

Göç mevsimidir, tadını çıkar kaçınılmazın

Sarıl ayçiçeğine, tenha güllere, kefenin gibi

Saçlarında rüzgarlar, alnında serin terinle

Vefalı sessizliklerin sakin çığlıklarını dinle

Elveda savaşlara, kinlere, kibirlere elveda

Elveda bütün kötülüklere, elveda karanlık

Elveda bebeklerin yakıldığı vahşi küremiz

Elveda evrenin cehennem bahçesi elveda

Ecel kurtuluş bize, ah ölüm, ne özel veda