MUHAMMED SEZAİ KARAKOÇ

Muhammed Sezai Karakoç Üstadıma... 

Bediüzzaman gibi yaşadın hep onurla
Mehmed Akifçe çıktın gecenin karşısına 
Pusatın yüreğindi, cesaretin körfezi 
Haykırdın serden geçip çağların vicdanına 
Şimdi gökler hüzündür, yorgun düşmüş nice ruh 
Daha da yalnızlaştık, şimdi daha da ıssız 
Asrın bülbülü göçtü, gül bahçeleri yetim 
Durdu kalp, durdu zaman, durdu derviş mevsimi
Çekildi aramızdan aşkın müezzinleri 
Gittikçe daha ruhsuz bir cihana merhaba 
Daha tatsız, daha renksiz, daha hissiz, kimsesiz
Hoşgeldin güz, elveda gençliğimiz, neşemiz 
Elveda saf çocukluk, elveda masum mazi 
Göçtü son akıncı da, hırslar kaldı başbaşa 
Başladı matem çağı, geldi derin sessizlik 
Güldün evliyalarca, yaşlanmadı gözlerin 
Vardın Hazret-i Gül'e, nasib ola kevseri
Bir gün Hakk firdevsinde, Ya Nasib cümlemize

16.11.2021

NASA

Kozmonotlar sevişir o çılgın boşlukta
O siyah sessizlikte zihin çaresiz kuyu
Gözler ateş kesilmiş, vahşi çığlıklar, keskin pankartlarla 
Venüs kuşları sarar şu ihtiyar geceyi 
Durdu yürek, durdu zaman, durdu mekan, durdu aşk
Fahişe problemler, delişmen formüller hep sustu 
Bilimin ışığında açan gökkuşağı yüzün 
Uzay bahçesinde solmuş bir yıldıza savruldu 
Sevişir kozmonotlar o çılgın boşlukta 
O siyah sessizliğin çaresizliği yara 
Ve siyah sessizliğin çaresizliği deva 
İşte durulmayan uzay gemileri arasında 
Yepyeni bir başlangıç her elveda 
Ve bilge ruhlarında tek bir seda
Yelkenler fora bebeğim yelkenler fora 

Bilal Yavuz