Duvarda kardeşler gibi nakış nakış asılı
Mescid-i Haram ile Mescid-i Nebevi
Bir de Veda Hutbesi âh aşkın tabloları
Binanın son katındaydız sanki uzatsam
Ellerim değecek gibi yıldız arkadaşlara
Uzaklarda bir fener yanıp sönüyor kızıl
Karacadağ tüm neşesiyle selam veriyor
Aşktan ve yusufçuktan balkonumuza
Güneşler huzurlu yuvada ne güzel batıyor
Dağlar o kardeş omuzlarından ne özel
Evin her odası adeta İslam kokuyor
Kur'an tilavetleri ve gülistan rahleler
Bülbülistan cemleri, sevdaluk meclisleri
Eksik olmaz çocuklara binbir siyer dersleri
Yüreğim o günlere hasret atıyor
Dinlediğim ilk ezanlarda beni benden alan
Hakikatin o sarsıcı gür sedası
Toy bedende bile nasıl da olgun ruh
40 yaşındaymış gibi gerçeği hissediyor
Subhanallah, elhamdülillah, allahuekber
La ilahe illallah, hasbunallah zikirleri
Gönüllerden yükselir dua dua umutlar
Tekbirlerle yükselen minareler geçidi
İçimizde rengarenk tonlar birbirine karışır
Dibimizde uzaklara uzanan raylar
Trenler ve sirenler gurbetleri çığırır
Bir türkü gibi geçip gider taşlıklardan aşk
Asıl vatan cenneti haykırıyor göğün yüzü
Karşımızda ağlıyor sessizce mezarlıklar
Gül Apartmanı bir binadan çok daha fazlası
İmamhatip gülleri, ilahi kasetleri
İmanlı komşular, âlim dedem, arif ninem
Doksanların kuğumsu ve ceylansı mahallesi
Bahçeler çocuklar için bir bilseler
Nasıl da cevher parlatan âh nasıl önemli
Her ocak bir sancaktır memleket kokan
Her yuva bir bostandır baharlar doğuran
Beraberken opal bir göktaşı atmosferde
Renklerini saçıp durur taptaze aynalara
Güzellerin tüm iyilik topraklarında
Salınır ırmaklar, ormanlar, şelaleler
Kalkacaksa ayağa bir memleket
Düştüğü o bütün hüzünlü siperlerden
Bahçeler ve bahçevanlar şahlandıracak
Emektar gönüllerden taşacak vatan
İşte ancak böylece körpe kuzum
Bastığımız yerler hep yurt olacak
Yeniden ve yine ve yeni bir edayla