31 Mayıs 2025 Cumartesi

SENA DÜZGÜN İÇİN


Sena kardeşimiz ve annesi akrabalarımızın talebesiydi. Çok nezih ve temiz ve iffetli ve takvalı ve ahlaklı bir kardeşimizmiş. 

Tanımadığı insan hakkında sosyalmedyada iftiralar atanların asıl hesabı mahşerde olacak ama bu dünyada da bedel ödeyecekler inşâallah, haklarında suç duyuruları başlayacak... 

Şimdi soruşturma yeni olduğu için net bilmiyor ve bu yüzden yazamıyoruz. Lakin elbette kimler mesulse Diyarbakır halkı ve avukatları ve gazetecileri onların ensesinde olacak Allah'ın izniyle... 

Allah rahmet eylesin kardeşimize ve mekanı cennet olsun inşâallah... Rahmân sevenlerine sabrı cemil ihsan eylesin... 

Kardeşimiz İçin 

Kaç gündür kendime gelemedim
Gül gibi gülümseyen gözlerinde
Bir haykırış bir çağrı var sanki âh
Şiirleri çok severmiş Zarifoğlunu
Hafızlığın zarafeti vurmuş yüze
Fotoğrafların ikincisi hep ortak
Siyah beyaz acılar biriktirmiş âh
Bir çiçek bir ömür kaç kez söyle
İncitilir binbir yerinden böylece 
Gidince bile bırakmadılar rahat
Yorumlarda iftiralar attılar seri
Zalimlere ortak oldular linçlerle
İslam ve müslümandan nefret
Edenler buluştular klavyelerde
Rabbimiz âhını bırakmasın zinhar
Yaşarken de giderken de üzenlere
Dünyadan aç giden bir garibana
Çocukluğu yeni bitmiş kuzuya
Annesini hiç mi hiç düşünmeden
Ateş püskürüyorlar yorumlarda
Başta İslam sancağı taşıyor diye
Ne çok acı var demiş Zarifoğlu... 
Fuadoğlu ne çok kötü var desin! 
Allah rahmet eylesin yüreğine
Cennetinde güldürsün kalbinizi
Bir serçe gibi yaşamışsın aşkla
Hayat dolu bakışların bağbahçe
Ormanda bir ceylanın inişi suya
Bıraktığın o masum hatıralar
Hiç düşünmezdim böyle bir şiir
İşte dünya böyle belirsiz yerdir
Öyle çok canavar var ki içimizde! 
İnsanın duygularıyla oynayan... 
Rabbimiz korusun tüm İsraları
Canavar zalimlerin şerrinden! 
Allah bin kez razı olsun adaleti
Sağlayan o bütün yiğitlerden... 




26 Mayıs 2025 Pazartesi

AŞKSIZ KALMAYALIM


Hayret ediyorum namaza verdikleri şu güzel kıymeti
Neden cihada vermiyorlar hayretler ediyorum 
İnsanlığı İslam Devletine cesaretle çağırmaktan
Sizi men eden nedir söyleyin ey ürkek kardeşler
Rasûlullah sünneti değil midir açıkca mücadele
Yalnız Rabbimizden korkun ve birer Hamza olun
Çağırın susamış göğüsleri adil İslam Hukukuna 
Batılları dine tercih eden dinden çıkar 
"Hakimiyet yalnızca Allahındır!" yazın meydanlara
Ahlakı yayıp mertçe hurafelere karşı koyun
Şirke şirk tağuta tağut deyin zinhar korkmadan
Şeytana şeytan siyoniste siyonist deyin yılmadan 
İfşa edin hepsini deccallerden çekinmeyin asla
Yahudiyle ticaret yapan başlarınızın yüzlerine tükürün
Evladından kalanları pazar poşetlerinde alanlar
Ağaç yiyip çamur içen onurlu Gazze yiğitleri
Bir an geri durmuyorlar nöbet ile cihaddan
Ömürleri, yılları gazayla, şehadetle geçiyor 
O arslanlar ki Ashabın ahirzaman varisleridir
Çocukları bile bizden cesur bizden mücahid erler
Donatmayana, destek olmayana, yollamayana veyl! 
Destanını yazmayan kalemlere veyl, veyl, veylolsun! 
Aşkı görmek istiyorsan bu aşksızlık çağında
Onların Hakk aşığı kararlı yüzlerine bak
Hayret ediyorum umreye verdikleri şu güzel kıymeti
Neden cihada vermiyorlar hayretler ediyorum 

19 Mayıs 2025 Pazartesi

DİYARBAKIR DİLENCİ SORUNU

Diyarbakır dilencilerle boğuşuyor. 

Zabıtaya, polise bile el açıyorlar. Zabıta görmezden geliyor. 

Zabıtanın hemen yakalaması lazım oysa.

Bir masajcı dilenci var. 

Ulucamii, Hz. Süleyman Camii, Kurşunlu Camii sürekli geziyor. 

Kime masaj yaptıysa parasını kapıyor. 

Bugün önümzde 5 dakikada 3 kişiden ayrı ayrı aynı avluda para aldı.

Utanmadan bize yaklaştı. Pişkin pişkin parayı Allah için alıyorum dedi.
 
Diklendi arsız yüzsüz! Sanki hayır yapıyor dolandırıcıya bak! 

Babamız, Allahtan kork, Allahtan utan dedi... Mahşerde görürsün dedi...

Daha önce de birkaç kez karşılaşmıştık bende uyardım artık bu defa...

Zorla masaj yapıyor. Bazı insanlar belki de bir an önce gitsin diye veriyor. Aileleri yanında turist gelmişler. 

Özellikle turist seçiyorlar. Bir tane daha yaşlı geliyor bazen Ulucamii civarına. 

Değneklileri, bi milyoncu tinerci gençleri zaten herkes bilir o da ayrı mesele... 

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi zabıtaları maalesef iş yapmıyor, ortada bile pek yoklar. 

Belediye desen Hz. Süleyman Camii, Ulucamii önünde kamu alanlarını kahveye çevirenlere bile suspus... 
Ulucamii önü meydan tam tanınmaz halde... Yüzlerce kürsü bankları bile kitlemişler oturmuyorlar. 

Simit-ayran gariban yemeğiydi. O da lüks olmuş Suriçinde 40-50 lira olmuş... Yol parası da otobüslerde 5 ayda 10 liradan 20 liraya çıktı. Git gel 40 lira... Sadece bu küçük 2 şey bir de çay iç al sana günlük 100 lira... 

Ne hükümet ne belediyeler zerre kadar Türkiye halklarını düşünmüyor. Halklarsa bunları protesto edeceğine hala benimki gelirse düzeltir diyor. 

Kurşunluda bir amca ben hep bunlara oy verdim ama 5 ayda pişman oldum. Hiç hizmet yok hep zam var dedi. Ne olmuş bende anlamadım dedi. Bu eşbaşkanlar en pahalı dönem diyor.

Aynı amca masajcı dilenciyi de anlattı. Bir marangozun oğluymuş diyor. Gidip parayı kumara yatırıyor diyor ama gözümle görmediğim için öyle diyemem kanıt lazım bize elbette suçlayamayız yoksa... 

Ama iyi biliyoruz ki bu şehre başka şehirlerden bile dilenciler geldi. Dillerinden belli zaten... Ortalık dilenci kaynıyor ve DBB ile zabıta hiçbirşey yapmıyor.

Yazıklar olsun... Gerçek muhtaçlara gidebilecek paralar yine dolandırıcılara, çetelere gitmiş oluyor böylelikle... 

Ey halk uyan! Dolandırıcılara oara kaptıracağına enayi olacağına yoksuk mahalleleri gezin arkadaşlarınızla bir kapı çalın veya muhtarla belirleyin...

Enayi olmamalı. Yapılacak hayırlar gerçek muhtaç sahiplerine gitmeli. Kestirmeden gelene vermekle olmaz bu işler. 

Alınterini doğru yerde hayır yap ki faydan olsun gerçekten garibanlara, mahşerde önüne nur etsin Allah...

Esselamunaleykum... Uyanık olmalı uyandırmalı... Hele çocuklara verdikçe sebep olacaksınız daha çok dilendirilmelerine... Vesselam... 

9 Mayıs 2025 Cuma

HAKİKAT MECLİSİ

Vahdet-i Vücud felsefesi şirktir, küfürdür. Yalandır, iftiradır, batıldır. 

İbn-i Arabi tıpkı Hasan Sabbah gibi zalim ve sapık olan yalancının biridir. 

Bugün tarikatlerin ve cemaatlerin çoğunluğu temelde bu çürük batıl şirkin, küfrün üzerine kurulmuş... 

O yüzden bu zümrelerin önemli bir kısmı şirke, küfre sapmış... Geri kalansa cehalete, fasıklığa batmış... Ve hurafelere... 

İslam Coğrafyası maalesef ateistlerin, deistlerin, sapık tasavvufçuların, sapkın cahillerin epeyce yurdu yuvası olmuş... 

Bunlarla nice İslam ülkesi çoktan beridir gavur ülkelere tam benzemiş durumda. 

Bunları belki de ancak Mehdi ve Mesih dönemi düzeltebilecek artık... Allahualem... 

Arabistan, Suriye Yönetimi, İhvan gibi birkaç yer, cemiyet kalmış sadece... Onlar da ancak Suud gibi zalimleri devirirse yeşerecek inşâallah... 

Rusya mezalimine Hakk izniyle tokadı vuran Afganistan'ın da derhal haricilerden kurtulup siyah sancaklı güzideleri yetiştirmek için adım atması lazım zira harici ve rafıziler de azgın sapkınlardır. Onlarla bahçeler filizlenmez! 

Müminler, hariciler gibi tekfirci değildir. Ancak Vahdet-i Vücud gibi şirke, küfre de zinhar susmaz, küfrü ifşa eder, şirke karşı durur. 

Küfürle, şirkle mücadele açıktan olur. Asr-ı Saadet zamanı da öyleydi! Rasûlullah aleyhisselam ve ashabı açıkça, açıktan, yiğitçe mücadele verdi. 

Daha kırk kişiyken bile siyerde o hayırlı hadiseler ve yiğitlikler zaten bellidir. Aşikardır! 

Allah'ın yoktan var ettiklerini yani yarattıklarını inkar etmek ve onlara hayal demek Kur'an'ı Kerim'i, hakikati, gerçeği, ayetleri inkar etmektir. 

"Zâriyat Suresi 56. Ayet
وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْاِنْسَ اِلَّا لِيَعْبُدُونِ 56

56 . Ben cinler ve insanları yalnızca bana ibadet etsinler diye yarattım. (51/Zâriyat, 56)

İnsanın yaratılış gayesi tevhid. Tevhid ise Allah’a (cc) kulluk ve O’nu ibadette birlemektir. Kişinin namaz, oruç, kurban gibi ibadetlerini yalnızca Allah’a (cc) yapması ve bir bütün olarak hayatı Allah’ın şeriatına göre düzenlemesi, yalnızca O’nun yasa ve kanunlarına boyun eğmesidir. (bk. 1/Fâtiha, 5)

Müminin varlık amacı tevhid olduğundan, değişmez ve ilk sırada yer alan “Ana gündemi” de her zaman tevhiddir. (Ayrıca bk. 38/Sâd, 27)"

Ayet mealinde ne geçiyor?  
"Yarattım" diyor. 
Allah'ın yarattıklarına yok demek, hayal demek işte Allah'ın ayetini inkar etmektir! 

Yaradılan hayal değildir. Yaradan'ın sonsuz kusursuz kudretinin gerçek eserleridir. 

Siyonistlerle ticaret eden siyasilerin çanak yalayıcısı olan sapkın tarikatçiler ne diyor biliyor musunuz muvahhid yiğitlere?! 

Tarikatlere saldırarak cihada engel olmak istiyorlar diyorlar bizim için bu soytarı siyonist ajanları... 

Oysa muvahhid müminlerin takvalı ceddidir, yoldaşlarıdır, geçmişteki salih ve saliha cihad ehli ve bugün cihadın sahada yegane sancaktarları yine hep tevhid aşığı muvahhid zümreler olmuştur. Örnek Hamas! 

Rusya, Çin, Hindistan, Siyonistan, Amerika, Avrupa gibi müslümanlara ordularıyla zulmedenlere karşı bu sahtekar tarikatçilerin birini bile savaşırken bulamazsın! 

Bilakis Esed, Putin gibi zalimler nerdeyse onların şakşakçısı menfaat ehli hep bu sahtekar tarikatçiler, zalim cemaatçiler olmuştur. 

Bu zalim zümrelerin en küçüğü bile FETÖ olarak ortaya çıkıp masumların katline sebep olmuştur. 

Diyorlar ki o kadar ecdad hata üzre miydi yani! Peygamberimiz zamanı müşrikleri de, müşrik olan atalarını savunmaya çalışırdı! Kötü yeniler de kötü eskileri işte böyle ateşli savunuyor menfaat ortaklığı aşkına... 

Ey bilgisiz kardeşlerim! Bilgilenin! Bilinçlenin! Kuran-ı Kerim okuyun, Arapça bilmiyorsanız, tefsirini, mealini de okuyun! Ve Kütübü Sitte okuyun! Nureddin Yıldız, Halis Bayancuk gibi hakiki hocalarla bilinçlenin...

Haricilerin, rafızilerin, müşriklerin, münafıkların, sapkınların, azgınların, yalancıların, batıl sufilerin, gavur felsefecilerin sizi saptırmasına asla müsade etmeyin. 

Bu hadisleri asla unutmayın! Rasulullah (s.a.v) buyuruyor ki: “Kişi bir söz söyler ve onda bir mahzur görmez. Hâlbuki o söz sebebiyle yetmiş yıl cehennemin dibine düşer.” (Tirmizî, Zühd, 10) 

Hadis-i Şerifte varid olmuştur ki adamın biri Rasulullah (sallalahu aleyhi ve sellem)’e: “Allah ve sen istersen!” demiş Rasulullah (sallalahu aleyhi ve sellem) de “sen beni Allah’a eş mi koştun?!” buyurmuştur. Bir başka hadiste ise Rasulullah (sallalahu aleyhi ve sellem): “Eğer Allah isterse ve falan da isterse diyerek Allah’a eş koşmamış olsanız siz ne güzel bir kavimsiniz!” buyurmuştur.

Şirke ve küfre karşı çok dikkat etmeli! Rabıta şirktir. Ölüye dua etmek şirktir. Allah'tan başkasına dua etmek, tevbe etmek şirktir. Dikkat edin putperestler hem Allah'a hem putlara inandığını söylerdi. Türbelere adak adamak şirktir. Gaybı ancak Allah bilir! Gaybı başkası bilir dersen şirk koşarsın! Allah dilerse dilediğine dilediğini bildirir. O herşeye kadirdir. 

Ve tarikatini, partini, cemaatini vesaire üstün görmek batıldır, yahudi adetidir. Faşistliktir. Daha birçok mesele var. 

Ve başka bir mesele daha... 
İbn Abbas (r.a.):
“Allah’a denk tutmak şirktir; ve bu şirk karanlık bir gecede, kara bir taşın üstündeki karıncanın kıpırtısından daha gizlidir. Şöyle ki, senin: “Allah ve hayatın hakkı için” yahut “Allah ve hayatım hakkı için” deyişin: “Şu köpekçik olmasaydı veya şu ördekler olmasaydı mutlaka hırsız girerdi.” demen, bir kimsenin arkadaşına: “Allah ve sen dilediniz de bu iş oldu” veya “Allah ve filan adam olmasaydı” demesi hep şirk olan hususlardır. Sakın Allah’ın adı ile beraber başkasını zikretme!”

Vahdet-i Vücud felsefesi şirktir, küfürdür. Yalandır, iftiradır, batıldır. 

İbn-i Arabi tıpkı Hasan Sabbah gibi zalim ve sapık olan yalancının biridir. 

Bugün tarikatlerin ve cemaatlerin çoğunluğu temelde bu çürük şirkin, küfrün üzerine kurulmuş... 

O yüzden bu zümrelerin önemli bir kısmı şirke, küfre sapmış... Geri kalansa cehalete, fasıklığa batmış...

İslam Şeriatini inkar edenler gibi şirke, küfre sapmıştır sapkın sahte tasavvufla dinden çıkanlar... 

Zinhar bunlara karşı uyanık olun! Gerçek İslam dini olan tevhid yolundan ayrılmayın! İslam hukukundan, hakikat yolundan ayrılmayın... 

TÜM SİYASAYA ÇAĞRI



Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Diyarbakır halkına zamlarla zulmetmeye başladı.

Daha geçen aylarda zamlanmışken yeni zamla otobüs bileti tam iki katına çıktı. 

Bu sene asgari ücret zammı ve enflasyon yüzde 25 civarındayken... 

DBB yüzde yüz zamlarla adaletsizlik yapıyor ve böylece halkını düşünmemiş oluyor. 

Su faturasında da durum böyle. 

Tam 2 katına çıktı faturalar... 

Suyu çok kullanana yapabilirsin.

Ancak suyu az kullanan gariban halka bunu yapamazsın bu da zulümdür. 

Hayret ediyorum henüz elektrikte zulüm dönem gelmedi. 

Özetle Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi kendi topuğuna sıkıyor. 

Çözüm Süreciyle de... 
İktidar hep kendinde kalacak sanıyor.

Oysa bu halk kendisini sıkan siyasi oluşumları o makamlardan sertçe indirmekle meşhurdur. 

Bizimki güzelce bir uyarı halkın yazarları olarak... Tüm hepsine... 

Bu halkı sıkmaya devam ederseniz halk da gerekeni yapar. 

Daha önce çok defa yaptığı gibi... 

100 yıllık siyasa tarihinde unutulan partilerden bir mezarlık var şimdiden... 

Diyarbakır halkı zaten işsiz, gariban, sıkıntıda... 

Sadece yol, tuvalet, çay simit desen bir günlük sadece insani olan harcama 150 lira... 

Ayda bir kişinin sadece dışarı masrafı hadi de 4000... 

Dışarı eskisi gibi kalabalık değil. Neden belli değil mi... 

Evlerde hayata tutunmaya çalışan sadece ekmek çorba karın tokluğuna yaşayan yüzbinler var. 

Suyu az kullanan milyon gariban hanelere fatura 600 liradan başlıyor. Eleltrik zaten öyle... 

Doğalgaz ise kış ayları en az 1500!

Bu Türkiye halkları bu siyasilere ne yaptı? Sevdiklerini mi öldürdü?

Hükümetin, belediyelerin bu çoğunluğu işsiz, gariban, yoksul halklara 10 senedir artan baskısı, zulmü nedendir? 

Sürekli af çıkarıyorlar cezaevi doldu taştı diye... Trajikomedi... 

Neden dolu soran var mı? 10 katı daha dolacak bu gidişle... 

Gençleri öyle bir sıkmışlar ki... Özellikle şiddeti sevenler tabi hemen suça... 

İçeri otel ve kahve gibi diyor utanmadan... Ekmek elden su gölden... 

Çıkınca borçları da ödemiyor tabi sonra gelsin zaman aşımı... 

Günde 3 öğünü evde bulamıyor hapiste yiyor. 

Öyle bir zamana geliyoruz ki nicesi dışarıyı hapis, içeriyi otel görecek bu gidişle... 

Yazıklar olsun bu millete zulmeden bütün siyasilere!

Yazıklar olsun savaşan ülkelerin ekonomisi gibi halkı savaşsız sebepsiz darboğaza sokanlara... 

Allah yanına bırakmasın hepsinin... 

Allahtan korkun yarın mahşer var! Nasıl hesap vereceksiniz? 

Tüm siyasaya çağrımızdır, halklarımızı rahat bırakın... 

Vicdanlı olun bu halka daha fazla zulmetmeyin... 

Beşeri sistemlere dikkatli bak... Hep birilerinin diğerlerini ezmesine dayalı... 

Hiç değişen yok! Avrupa, ABD ülkeleri sömürdüğü, kaynakları çaldığı için biraz refahta... 

Ancak hakikate dönerse düzelecek millet... 
Başka yol hiç olmadı olmayacak... 



5 Mayıs 2025 Pazartesi

SIRRI SÜREYYA ÖNDER

Sırrı Süreyya Önder... Ülkenin diğer siyasetçileri gibi değildi.

Alevi katliamına karşı çıktığı için bedel ödemiş... 

Bir Türk olarak Kürd halkını sevdiği için bedel ödemiş... 

Vasiyeti ardından okunmasını istediği bir naat imiş...

Mehmed Akif, Sezai Karakoç'un yolundan gittiğini söyleyen İslamcı olduğunu söyleyen utanmaz arsız yüzsüz yazarlar hiç ibret almaz mı?

Onlar belediye müteşairi olmayı seçerken menfaatle, para için ırkçılığa kayarken... 

Bu solcuyum diyen adam alayından daha ümmetçiydi. 

Birileri takvayı ibadetten ibaret sanıyor ya acıyoruz onlara... 

Takva adil olmak, ırkçı olmamak, ahlaklı olmaktır!

Takva kendin için istediğini kardeş halklar için istemektir kardeşini hakkıyla sevmedikçe kendine istediği ona istemedikçe iman etmiş olamazsın!

Ülkemizde o kadar cahil var ki... Bu müsvedde yazar takımınında çoğu cahil... 

Ayetleri, hadisleri, siyeri sahiden bilse, teslim olsa hiç böyle cahil ırkçı faşist ahlaksı olabilir miydi?

Onurlarını yandaşlık konforuna satabilirler miydi böyle kolayca... 

Maalesef kapitalizmin, paranın müridi olmuş çokça sahtekar cemaatçi, tarikatçi, partici var. 

Hayırlı takvalı müminler ahirzamanda garib kalmış ne mutlu Nureddin Yıldız gibi gariblere...

Sırrı Süreyya Önder gibi bir adama kalsa bekledikleri barış çoktan gelmişti. 

Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşallah... 

Yetimler ağlamasın diye çıktım bu yola demişti. 

Yetimlerin ağlamaması için mutlu olmamız için yapmamız gerekenler bellidir, aşikardır. 

Gel gör ki bilmek yetmiyor. Yaşamak ve yaşatmak, yeşermek ve yeşertmek gerekiyor. 

İnsanın mahallesi, nice komşusu bile kötüyken, sokaklarda onca kötü dolaşırken elbette iyiliği yaymak artık kolay değil... 

Ne mutlu temiz kalanlara...