Çeşit çeşittir, bahçeler gibi...
Kimi ölüm, ölüm der Cahit Sıtkı gibi!
Kimi Sezai Karakoç gibi doğum, doğum, doğum der.
Kimi Ahmed Arif olur hüznün ağıdını yakar, küllerini savurur.
Kimi sarar yaralarını ilim ve irfan reçetesiyle Ali Emiri gibi...
Kimi Süleyman Nazif olur şakır Tuna'yı, bülbül Akif gibi...
Kimi Mehmed Uzun olur Kürd'ün yasını tutar.
Kimi İslam Şairi olur cümlenin yasını tutar, baharını müjdeler.
Diyarbekir Şairleri tarihte hep topluma yön vermiş, milletin sesi olmuş.
İnşallah olmaya devam edecek...
Güzideler sağanağı yağmaya devam edecek inşallah...
Kadim Diyarbekir ruhu Güneydoğunun kalbidir.
Elazığ, Batman, Mardin, Siirt, Muş Diyar-ı Bekir'siz konuşulamaz.
Kürd coğrafyasının gözbebeğidir Amida...
İslam vatanının başkentlerindendir.
Mekke, Medine, Kudüs... Sonra Diyarbekir, İstanbul gelir.
Diyarbakır Şiiri Dicle gibidir.
Yasin Börü'lere de üzülür, Selahattin Demirtaş'lara da...
Kardeş olsun ister tüm Diyarbekirliler...
Kavga olmasın ister kendi aramızda, kavga sadece zalim başlara verilsin ister.
Ahmed Arif gibi onurlu, Muhammed Sezai Karakoç gibi cesurca...
Ali Emiri gibi ilim yoluyla, Cahit Sıtkı gibi ölümü unutmadan...