GİYAN MEVSİMİ


gönül göğsün gülüydü
gülün göğsünde bahçe
tarihin mezarlığı höyükler
anlatsın çilekeş destanımızı
gözü, değdiği yeri 
derinden deşen erler
vursun bağrın teline
vursun döşüne döşüne 
öksüz Diyarbekir’in
Dicle’nin yuttuğu çocuklar

hey yavrum hey de ne hey
aç, avaz, üryan
yetimleri ısıtmaz hiçbir yorgan
yaşamadan bildim ki
yaşamayan bilemez
gel gör ne ateşler ne buzullarla
ölüm dansında leylim
içerimde, dışarıyı hapseden
sevdan, kıyama durur
sevdan ki Amedî
sevdan ki dinmez

Cemilpaşa konağında 
çığlıklar dolaşır
çığlıklar ki etten bir duvar
azimli antenine hoyrat gevherin
kuşların uçuşurken ki
toplu kanat sesleri
giyan der durur bahçende
giyan; der, durur