HAZİRAN


Narin ellerinde serin sular çağıldar
Cevherinde varaklar; nadide, çocuksu
Çokça gökyüzleri, çokça soluyuşlar
Dallarında kırgın ıssızlıklar mevsimi
Şimdi yürek bir saatli bombadır
Pençeleriyle sadrımı boğazlayan
Dağ gibi kurulmuştur zamanlar aramıza
Ürkekliğinde aşkın gözyaşları parıldar
Şimdi ne derse desinler, mecalsiz
Cürmüne vurgun bir mücrim karşında
Yargılayan gözlerin zindanında mahkum
Ama asla pişman olmayacak olan
Ruhum ruhunu nasıl da görüyor
Bakışlar kaçıran masum maralın
İnanmazdım, inanmazdım yaşamasam
Gözleri yananları gözleri yananlar anlar
Gözlerin yangın, gözlerin dargın umutlar
İçim ki urganını bekleyen argın şehzade
Alımlı, nazenin, ölümcül otağında
Şimdi ahdim ömürlük bir duadır bahtına
Söylenemeyenlerin altında kalan
Bir makberdir ağarmış hayaller
Günler asır, güzler ayaz, güller veda
Dinmek bilmez bir cehennem gülüşün
Yeter ki mutlu ol diyeceğim o gün
Biz ki alışığız düşte hüzne, yazda hazana
"Her şey bambaşka olabilirdi oysa"
Öleceğini bile bile yaşamak gibi
İnanmazdım, inanmazdım yaşamasam
İnandım, yaşadım, gerçeğimdin