KÜRD HALKINA ÇAĞRI


Yaşar Kemal, Ahmed Arif, Sezai Karakoç son asır Türk Edebiyatının yarısıdır.

Yılmaz Güney ise Türk Sinemasının yarısı... 

Bazı cahiller Yılmaz Güney'i o ergen kekoların sevdiği birkaç silahlı filmden ibaret sanıyor.

Alageyik, Karacaoğlan'ın Kara Sevdası gibi edebi başyapıtların senaristi, Tütün Zamanı, Hudutların Kanunu, Seyyit Han, Boynu Bükük Öldüler gibi usta eserlerin adamı, başrolü... Ve Duvar ve Umut... Daha niceleri... 

Hem usta oyuncu, hem usta yönetmen, hem usta senarist... 

Yılmaz Güney'in biriktirdiği kültürün, kendi genel kültürünün tırnağı dahi yoktur faşizan lümpenlerde!

Bu ülkenin en kaliteli eserleri, 
Doğu ve Güney çocuklarından... 

Fırtınanın en yoğun olduğu dağlarda, ovalarda en köklü çınarlar yetişti. 

Halkların sesi onlar oldular, saydığımız isimlerden önceki kuşağa bak, Said Nursi, Şeyh Said... 
Yine zalime karşı duran, birikimli, aydın mütefekkirleri görürsün. 

Kurtuluş Savaşlarının cesur komutanları, ilim meydanlarının mücahid yiğitleri, önceki kuşaklarsa... Ama hep halkların sesi! 

Yılmaz gibi yılmayan başka bir usta gelmiş midir Türk Sinemasına? 

Kürd Edebiyatı ve Kürd Sinemasının gelişim için Yılmaz Güney gibi cesur Kürd oğullarına, Kürd kızlarına ihtiyacı var, onca tahrike rağmen ırkçılık yapmadan, hep barışın, kardeşliğin sesi olacak! 

Tarihe bak, ırkçı başlar hatırlanıyor sadece, onlar da kanla, kinle, yıkımla anılıyor. 

Rasulullah aleyhisselam ne güzel diyor, ırkçılar bizden değildir. 

Yılmaz gibi güzel yüreklerse hep yapıcı ve tarihi eserleriyle, barış ve kardeşlikle anılıyor. 

Madalyonun bir başka yüzü de Ahmed Kaya... O da Türk Müziğinin tekbaşına yarısı. Müziğin Yılmaz'ı... 

Güzel adamların sonuncuları da son yıllarda göçüp gitti yalan dünyadan... 

Artık yeni şeyler söylemek lazım, her alanda yeni Yılmaz beylere, hanımlara ihtiyaç var. 

Solculuk da, sağcılık da kör ideolojilerdi. O kötü dönemlerde alkol gibi zararlı bir avunma biçimi. Çıkar yol değildi, şimdi zaten mezarda böyle boş holiganlıklar... 

Yılmaz'ı solculuğun içine sıkıştırmak katliamdır, ihanettir. 

Ona bir tanım gerekiyoraa halkının adamı demeli, halkların cesur sesi. 

Yılmaz Güney'in hayalini kurduğu devlet model 14 asır önce gerçekleşmişti. Eyyubi Devleti gibi sonradan gelenlerde de çoğu güzellik... 

Irkçılığın olmadığı, Kürd halkının ezilmediği, işçiye patronun hakkını vermek zorunda olduğu, fakirin gözetildiği, çocukların açlıktan ağladığı bu kötü dönemin olmadığı! Kadının cinsel vitrin malı haline getirilmediği, vücudunun pazarlanmadığı... 

Ey sağcıyım, solcuyum diyen müslüman kardeşlerim, aradığınız tam huzur, İslam Hukuku ile gelebilir. 
Çağdışı olan toplu taşıma araçlarını ayırmak değil, karma yaparak tacizcilere yol açmaktır mesela. 

Çağdışı olan: öldürenin, tecavüzcünün 5 yıl otel gibi hapiste kaldığı, bu yüzden öldürmelerin, tecavüzlerin çılgınlar gibi rahatça çoğaldığı, ömründe 4 defa hapisten çıkıp yeniden katil olarak cezaevine giren seri katillerin şu ortamını sağlamak! 

Bize İslam Hukuku ile şereflenecek yeni bir nizam gerek! Herşeyi denediniz, hep mutsuz kaldınız, tarihe bakın, İslam Hukuku ile dünyada hep süpergüç olmuşlar, bereket ve mutluluk dolup taşmış, bir defa denemeye cesaret etseniz olmaz mı? 

Zaten yenilgiler torbasına dönmüş ortamı bir defa deneyip değiştirseniz ne zarar elde edeceksiniz? Zararlar bataklığında değil miyiz zaten? Söyleyin kim mutlu! 

Hakk rızası için milleti, halkları hakikate her sahada davet edecek yılmaz yürekler lazım bize, bireysel bencilliğe gömülmemiş, gerçek dava adamları gerek, kimbilir ne zaman doğacaklar, doğuracaklar? 

Bak komünist ve kapitalistlerin özendiği merkez ülkeler ne durumda? Tek bir başarıları olmadı, hep kan ve kin aşıladı dünyaya, milyonlar katlettiler, şimdi ABD ve Rusya, Çin olarak dünyaya canavar olmuşlar. 

Bunlara nükleer santrallerle amele olmuş müslüman ülkelere yazıklar olsun. O santraller gelecekte olacak yıkımların hazırlayıcısı, celladınıza aşık olmayı ne zaman bırakacaksınız? 

Deccal köpeği süperşeytanlara hizmet ettikçe, İslami anayasasız kaldıkça bazı müslüman ülkeler, en büyük belalara, maddi ve manevi depremlere uğramaya devam edecekler Allahualem ve hep en geride kalacaklar! Süper seri katil devletlerin memuru olarak anılacaklar, iki cihanda da bunun elbette hesabını verecekler! 

Ey Müslüman Kürd Milleti, uyan... Senin muhteşem istikbalin İslam'a sahiden sancaktar olmakta saklı. Beşeri sistemlerle yönetilen niceler seni ezdi durdu. 

Sıra senin sıran! Ulusçuluğa gömülmüş kitlelerden ibret al ne haldeler. İslam'a sancaktar olursan, müslüman ülkeleri yönetecek güce gelirsin, laik sekülerlere takılırsan hiçbir zaman bir yere gelemezsin hep böyle ezilecek halde kalırsın. 

Allah... Dinine sancaktar olana yolları açıyor, bunu asla unutma! Son 14 asır ortada... Peygamberler Tarihi ortada... Sonsuzluğun zerreleri adedince, daima elhamdülillah... Subhanallah... La ilahe illallah... 

Bireysel ve tomlumsal yükseliş, ancak bireyi, toplumu, yükselişi yoktan var eden Rabbimizin dileğiyle olabilir asla unutma! 

Bilâl Yavuz