HOLOKOST AYİNLERİ


seni sarf ayinlerinde 
nahiv mağaralarında
seni bağbozumunda iksir aydınlığının 
ayrı yerlerde aynı şiire gebe iki şair
gibi dehrimde yuya yuya içime ilikledim 
ey! ey diye diye bitiremediğim
avazı çıktığı kadar susan yokluğuna 
beni leyla çağlarımda 
dumrul ağartan yokluğuna
Diyarbekir kalesinin kendi ıssızlığına ücra 
kalan son yalnızlık abidesi 
burcundan tüten yokluğuna
yokluğuna bir şeyler demelisin
 yoksa bu eşk cinneti
bu peykan dilli hüzün bu kırk
ikindi serinliğiyle kavuran nemrud odlara 
bir şeyler bir şeyler çiselenmeli

kavgam! közümün nuru göğnüm 
çavreşamın! kaderamın! birinamın 
hislerimi paymal eden izzet tahtım 
kalbimin aklı! aklımın kalbi
cism-u cânunla yâd-u bilişten beri
ey kendime getirip kendimden geçiren 
bendimi bendene çeviren sevi
tu yamîni ez yê teme 
tu yamîni ez yê teme 
susma bağır çağır
şerhet cüzler! gibi dağılan ümmeti
şerhet dağlanan dirliği hey
bir hamlede kaybolan milyar gülüşü 
en verimli çağında veremli nazarlar 
asırlaşan
şeddeden yılları şerhet


altından ırmaklar akıyor hüznün 
su sesinden divanlarda ferferah 
bir uyku benzeri uyanışımız
kulak zarlarımızda çınlayan aynı nârâ

"tutmayın insanı insana 
şeytan doldurur sonra
görün güneşteki gökkuşağını
saçın Pakdil'in 'And anıtları'ndan 
ki sarıp sarmalasın ara kesitlerini 
arzımızın 'Hamîd çizgisi'
Kudüs'ü bileğinde zaman diye taşıyan 
ulu gönlünü saat yapsın odalarımıza

ittihad sağılınca
göndere çekince medeni yetimizi
metafiziği zonklayan bir bayrak gibi 
hazır olacak Yunus'u üstad Sezai
parmaklarını şimdiden emziren çocuklar 
çocuklarından Kudüs inşa eden anneler 
yürüyor ayaklarında Aksâ gücü
yumruklarında şehadetten K minareleri 
çanı cehenneme haçların
kan prizmalarının! göz üçgeninin 
biz ancak umuttan ağıtlar yakarız 
'geleceğin kara gözlü zalimleri'ne 
ey bengisu pınarımız devam
çağıldamaya Rahman aşkına"


itinayla beklenir
göz göze gelirken hayatımla
şimdi hangi dil tefsir eder bu dilsizliği 
vah bendi o baygın
vah bendi bentlerden geçirerek sıkılaştıran 
safların sahralarında buhran
vahalarında hafakan mevsimi şimdi o 
o şimdi sipahi
Allaha kitaba elçiye davaya

selam sana deccal boğan 
Türkistan gülleri senden haber
Tanzanya albinoları 
Somali bülbülleri 
siyahın en özel tonları senden haber
şanlı Şam görklü Bağdat senden haber 
doğmamış Yasinler senden haber 
Gazze'ye kurşun döktüren İsrail 
evrensel mazlum birliği cihanın 
senden haber senden haber
senden haber bekler

uğrat zulmü soykırıma 
radyasyonlarında boğ
'Vav ocağı'nda pişen süvari kentlerinle 
boylamdan kabartmalar ağacımızı 
yeniden dik söküldüğü bahtsız tarihe
saba makamında nihavend bir hüzzamla 
Kürdî hicazkar edasıyla Selahaddîn'in 
peşrevlere teşne dinç hüzünlerin taksimi 
avlayarak arabesk sahtelikleri
tek adımız müslüman kalıncaya 
içini haykırmadan alçak zirvelere 
öylece durulamam


havasını aldım kalorifer peteklerinin
perdeler geçirdim korneşlere
bir bardak su gibi çalkandı dünyam 
içtim kana kana dudaklarından 
gülen kederler 
acı mutluluklar 
ıraklara dalgın mazgal kenarımda
sensizlik sensizlik aşındım
susuzluğu terliyor avuçlarım
sululuğu terkederek laf lordlarına 
Allah'ın laneti üzerine olsun
şiir yarışmalarının

kopan virgüllerin sayhasını duyan
satırların sadırlara dönüştüğü noktada 
başlangıç dönencesini evirdim
çevirdim devirdim çoğaltılmış öksüzlüğüne 
devşirilmiş yaradan yarasızlıkların
işte bunlar hep amin

içi içini yiyor cehennemin
kanserlerin mevti bekleyişi kadar 
zor mu dirilişi beklemesi bir erin 
sabrede sabrede sabra dönen
bir güzel adamın dinmeyen öyküsünden 
ilham olan bu soru işareti
kancasını takıyor ömrüme 
göğe yükselen mesih timsali
çekiyor kimliğimi belirsizliğine

ruhum eşit yaşta mı ruhuyla Âdem'in 
dışardan yüzyıl dayanamazken
ne asırlar devriliyor içerden
âh hangi enerji hangi sinerjiye 
alamet bu yorgun yılkı
bağırmak isteyip de bağıramamak 
son nefesinde körpe bir vaşak gibi


şiir şuur şiar
selam olsun ulu önder 
Mustafa hazretlerine 
aleyhissalatüvesselam
Yusuf olanların çoktur Yakub'u 
Yakub olanların birdir Yusuf'u

iltihaptan sürünerek vefat eden 
âlim dedemin ıslak takunyaları 
abdest ibriği kokuyor çocukluğum 
biraz Karajdağ biraz Zarifoğlu
bir tutam Eşref Ziya kasetleri

asıl holokost bize
inlet evrenleri savunurken hakkını 
asıl holokost bize
hakkını savunurken şehid
hakkını savunurken ancak kendinsin 
asıl holokost bize

be hey hilali sadrına kül diye takan 
heyhat çağının palmiyesi be hey
be hey şantiyeleri put put putlatan 
İbrahim ateşi İsmail kılıcı be hey
öğret nasıl inşa edilir ins+an
metropoller diken deve çobanlarına 
Hızır değnekli be hey
Musa İsa soluklu hey

ahlaklandır küreyi Mahmud ahlakıyla 
dönder küreseli Ahmed sedasıyla
cilala insanlığı Muhammed imanıyla 
selam olsun ulu önder
Mustafa hazretlerine 
âline ashâbına

komünist emperyalist
siyonist firavunist faşist 
diktatörler kahrolsun